Tarih: 08.07.2021 06:25

Türkiye’nin geleceği otomasyonda yatıyor

Facebook Twitter Linked-in

Pandemi döneminde uzaktan çalışma zorunluluğu ve fabrikaların belli süreyle üretimlerine ara vermesi karanlık fabrikalar ile robotlu otomasyonun önemini gözler önüne serdi. Bu süreçte Çin’de yaşanan fiyat artışları, Hindistan ve Avrupa’da devlerin üretimi durdurması tedarik zincirinin Türkiye’ye kaymasını sağladı. Üretimin hız kazanması ve taleplere rahatlıkla cevap verilebilmesi için Türkiye’nin otomasyona yatırım yapması gerektiğini belirten Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, krizi fırsata dönüştürmenin yolunun robotlu otomasyondan geçtiğinin altını çizdi.
Sanayinin tüm üretim süreçlerinde dijitalleşme, robotlu otomasyon gibi araçlar bir tercihten çok zorunluluk haline geldi. Gelişmiş ülkeler robotlu otomasyon alanında önemli yatırımlar yaparak küresel çaptaki rekabetçi konumunu sağlamlaştırmak için çalışmalarını hızlandırdı.
“Dünyada talaşlı imalat alanında her 10 bin çalışana 113 robot düşüyor”
Talaşlı imalat alanında dünya genelindeki robot kullanımıyla Türkiye’yi kıyaslayan Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, “Talaşlı imalat alanında dünya ortalamasına baktığımızda her 10 bin çalışana 113 robot düşüyor. Ülkemizde bu oran yalnızca 30 seviyelerinde. Türkiye’deki kullanım oranı maalesef bugün dünya ortalamasının altında… Bu da penetrasyonu artırmak adına bir fırsat olduğunu gözler önüne seriyor. Pandemi süreci bunu fark etmemizi sağladı. Uzaktan çalışma modeli ve fabrikaların bir süre kapalı olması robotlu otomasyonların ne kadar önemli olduğunu gösterdi” dedi.
Birçok projenin Türkiye’ye kayması ihracatımızı yüzde 35 arttırdı
Türkiye’nin pandemi döneminde talaşlı imalat, otomotiv ve savunma sanayisinde önemli bir avantaj elde ettiğinin altını çizen Aydoğdu, ”Özellikle Hindistan ve Avrupa’da üretime ara verilmesi sonucu birçok proje Türkiye’ye kaydı. Bu da imalat sanayide sektör olarak yüzde 20 büyümeyi, aldığımız ihracat ise yüzde 35 artış yaşanmasını sağladı. Bu gelişmelerin yarattığı avantajlar önümüzdeki yıllar içerisinde dezavantaja da dönüşebilir. Çünkü dünya hızla otomasyonlu üretime geçiyor. Üreticilerimizin bu tabloyu gözlemlemesi bizim için pozitif bir gelişme olabilir. Dolayısıyla ihracatta artışı sürdürülebilir kılmak için Türkiye’nin üretimde hızlı bir şekilde robotlu otomasyonu ve dijitalleşmeyi ilk sıraya alması gerekli” diye konuştu.
“Ana sanayi robotlu otomasyonun farkında”
Türkiye’deki şirketlerin yüzde 95’inin KOBİ olduğunu anımsatan Aydoğdu, ana sanayideki robotlaşma oranının 10 binde 200’ü aştığını söyledi. Aydoğdu, şöyle devam etti: “Ana sanayi robotlu otomasyonun farkında ve global rekabetten geri kalmamak için halihazırda bu yatırımları yapıyordu. Ana sanayinin getirdiği rekabetçi satın almalarda KOBİ’lerimizin de bu rekabete uyabilmesi gerekli. Bunun da yolu dijitalleşme ve robotlu otomasyondan geçiyor. Bir an önce KOBİ’lerin dünya çapında rekabet edebilmesi için bu yatırımları yapması gerekiyor.”
Pandemi döneminde hayata geçen parkurda.com platformunun KOBİ’lere büyük avantaj sağladığının altını çizen Aydoğdu, “Parkurda.com ile ana sanayicilerimiz ve KOBİ’lerimiz bir araya geliyor. Örneğin bir firmanın kapasitesinin dolu, bir diğerinin ise boş olduğunu düşündüğümüzde, kapasitesini dolduran firma yatırım yapmak istemeyebiliyor. Bu noktada parkurda.com’un özelliği devreye giriyor ve iki firma da bu platformda buluşup iş alışverişi yapabiliyor. Buradaki asıl amacımız KOBİ’lerin üretim gücünü yurt dışına aktarmak, Türkiye’de üretim yapan firmaların parkurda.com üzerinden ihtiyacı olan şirketlerle buluşup büyük pazarlarda faaliyet göstermelerini sağlamak” şeklinde konuştu.
Yerli ve milli robotlu otomasyon sistemi Cubebox ile üretim hızlanıyor
Tezmaksan’ın yerli ve milli robotlu otomasyon sistemi Cubebox ile duruş olmadan çalışabilir bir sistem sunduklarını dile getiren Hakan Aydoğdu, emek yoğun işlerde daha hızlı bir üretim sürecinin elde edilmesiyle birlikte firmaların önemli ölçüde verimlilik kazandığını ifade etti. Aydoğdu, “Cubebox bir Ar-Ge ve inovasyon harikası olarak şirketlere maliyet ve zaman açısından avantajlar getiriyor. Akıllı fabrikalarda makine-operatör etkileşimini yükselterek iş birliğini artıran Cubebox, üretime hız kazandırıyor. Tüm CNC tezgahlarla uyumlu çalışabilen, yalnızca bir gün içerisinde kurulup hızlıca üretime adapte edilen Cubebox sistemi ile robot programlama bilgisine ihtiyaç duymadan parça değişimi de yapılabiliyor” dedi.
“Dijital dönüşüm, akıllı fabrika, yapay zeka gözümüzü korkutmamalı”
Tezmaksan bünyesinde geliştirilen bir diğer yazılım olan Kapasitematik’in, makinelerin verimliliğini analiz ettiğini vurgulayan Aydoğdu, sözlerini şöyle noktaladı: “Kapasitematik üretim sürecinde oluşması muhtemel hataları da kullanıcıya raporluyor. Kapasitematik ile makinelerin duruş sürelerinin arıza, hazırlık, yükleme-boşaltma ve mola gibi alt kategorilerinin de raporlaması yapılıyor. Kapasitematik özellikle otomotiv, savunma sanayi, havacılık, medikal gibi stratejik sektörlerin yanı sıra KOBİ’lerin büyümesine de yardımcı oluyor. Fabrikaların verimlilik yönetimini akıllı telefon ya da tablet vasıtasıyla takip edebilen Kapasitematik’in kullanımının pandemi döneminde yüzde 40 artış göstermesi, yazılımın ne kadar faydalı olduğunu da gösteriyor. Dijitalleşme ve robotlu otomasyonu baz alarak geliştirdiğimiz çözümlerimiz sayesinde Türkiye’nin üretim gücünü dünyada rekabet edebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Dijital dönüşüm, akıllı fabrika, yapay zeka gibi yenilikler gözümüzü korkutmamalı. Özellikle dijitalleşmeyle doğru orantılı gelişen yapay zeka için ülkemizde bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini düşünüyoruz.  Bu çözümlere hem maddi hem de süreç olarak erişimin çok kolay olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Maddi açıdan zor olan noktalarda ise teknoloji kiralama formülümüzü müşterilerimize sunuyoruz. Tezmaksan olarak 360 derece çözümlerle Türkiye’nin dönüşümü için yoğun çaba sarf ediyoruz” dedi.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —