Tarih: 09.03.2020 03:45

Murat Şit; Bir Şiirsin Kartepe

Facebook Twitter Linked-in

Eğitimci Yazar Murat Şit; Bir Şiirsin Kartepe isimli köşe yazısını Sancaktepeses okurları için yazdı. Sancaktepe ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü`nün ? Öğretmeni ile Güzel İstanbul? projesi kapsamında öğretmen ve idarecilerine yönelik düzenlenen gezilerden birini kaleme alan Murat Şit, Kartepe gezisinin izlenimlerini okuyucularla paylaştı

Sancaktepe ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak ? Öğretmeni ile Güzel İstanbul? projesi kapsamında öğretmen ve idarecilerimize yönelik daha önce ülkemizin farklı yerlerine bir kaç gezi düzenlemiştik. Okul Müdürlerimize yarımada - Galata gezisi, müdür yardımcılarına Balat Gezisi, öğretmenlerimize yönelik Bursa gezileri, son olarak yine öğretmenlere yönelik Osmanlının ikinci Başkenti Sultanlar Şehri olarak bilinen Edirne?ye de geziler düzenlemiştik. Bu gezilerimiz hız kesmeden her aya bir gezi olacak şekilde öğretmenlerimizden gelen talepler de dikkate alınarak düzenlemeye devam edeceğiz.
Çünkü gerek okul idarecilerimiz olsun ve gerek öğretmenlerimiz olsun en aşağısı bin mevcutlu olan iki bin üç bin ve daha yukarısı mevcutlu öğrencisi olan okullarımızda görev yapmaktalar. Bir o kadar da veli sayısı düşünüldüğünde yıl boyu yorulmakta ve yıpranmakta olduklarına şahit oluyoruz. Bu gezilerimizle eğitim çalışanlarının streslerini atmalarına, deşarj olmalarına, tanışıp kaynaşmalarına ve birbirlerine eğitime dair bilgi paylaşımlarında bulmalarına imkan tanımış oluyoruz.
İşte bu gezilerimizden bir tanesi olarak geçen hafta Kartepe?ye de bir gezimiz oldu. Kartepe gezisine yola çıktığımızda tur firması sorumlusu Gökhan bey, gezi ile ilgili açıklamalarda bulunarak bazı bilgiler verdi. bizde geçmiş gezilerdeki tecrübelerimizden de kaynaklı bazı uyarılarda ve açıklamalarda bulunduk. Bunlardan bir tanesi de gezi boyunca fotoğraf çekildiğiniz her bir noktada ufak ufak notlarda alın. Duygularınızı ve izlenimlerinizi kaleme alın yazıya dökün demiştik. İşte geziye katılan öğretmen arkadaşlarımdan biri Kartepe?ye ait gezi notlarını bizimle paylaştı. Ben de siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
Bir Şiirsin Kartepe.
Sabah uyandım otobüsü kaçırmamak için sabah erkenden toplanma yerimiz olan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü?nün önüne gittim. Yalan yok. Çok heyecanlıydım. İlk durağımız olan Maşukiye?de güzel bir kahvaltı yaptık. Eşsiz, muhteşem bir manzarası olan Maşukiyede bulduk kendimizi. Çayınızı yudumlarken yeni yeni insanlarla tanıştık. Şubat ayının soğuğunu sımsıcak bir Maşukiye taçlandırmış oldu.
Fotoğraf kadrajlarını alırken, bu anı ölümsüzleştirmek en güzel şeydi. Aşağısı Maşukiye yukarısı muhteşem bir yer olan Kartepe. Kendimizi tertemiz havası, eşsiz doğası olan bu güzel yerde bulmanın sevinci içindeydik. Otobüs yukarıya doğru çıkarken bembeyaz lekesiz bir örtüyle karşılaştık. Aman Allahım Buzların Kraliçesi Kartepe göz alabildiğince güzeldi. Ağaçların üzerine düşen kristaller sanki senfoni orkestrası gibi raks edip dallarda buluşuyordu. Bu manzarayı görünce saflığının ne demek olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Gözlerimizi kamaştıran kar kristallerden kartopu değil ama kalp yapmak geldi aklıma. Hem gönlümüzü hem aklımızı çelen bu yer bizi cezbetmişti.
Biraz daha yukarıya doğru çıktığımızda kış turizmi olan kayak sporu bizi karşıladı. Sımsıkı kıyafetleriyle ayaklarındaki kayaklarla inip inip çıkanlar sanki bir piyanonun tuşları gibiydiler. Sonra herkes kendine eğlenecek alan bulmak için gruplar halinde dağıldık. Bizde bir grup öğretmen arkadaşla toplanıp kartopu oynadık. Sonra poşetle kayanları görüyoruz. Onların eğlenmelerinin tarifi yok. Hem eğleniyor hem de içimizdeki çocukluğu tekrardan yaşıyorduk. Sanki biz daha birkaç yaşımızdaydık. Oradaki herkes karla birlikte masumiyeti temsil eden birer çocuktuk. Kahkaha atıyor, gökyüzünü göstermeyen sise aldırmıyorduk. Yeni insanlarla tanışmanın gönülhanesine neler kattığını bilemezsiniz. Bir tepeye çıktım ki aşağısı Sapanca Gölü. Ayaklarımın altında ki göle mi sevinsem, sol taraftan bana göz kırp Maşukiye?ye mi bilemedim. Kartepe?de nefes aldıkça şanslı olduğumu düşündüm. Mutluydum, sevinçliydim. Sevdim beyazı, sevdim kışı, sevdim çocukluğu? Doyasıya eğlenmenin ne olduğunu yıllar sonra sadece Kartepe?de yaşadım. Her şey şiir gibiydi.
Üst tarafta mis gibi kokan sucuk ekmekten geri kalır mıydık hiç? Hem pamuk gibi duran bir örtü, hem de gelin gibi süzülen rüzgârla bu doğayı izlememek ne mümkün. Hayır hayır çocukluğumuzu yaşadığımız içimizde kalan şeyleri tekrarladığımız tek yer bu tepe olmalı. Kartepe miydi? yoksa aşk tepe miydi? Ben bu duyguları yaşarken sürenin dolduğunu fark edip otobüslerimizin park edilmiş olduğu otoparka doğru üzgün bir şekilde yürümeye başladım. Bu gezinin bitmiş olması beni üzdü. Açıkçası çok kısa geldi, daha uzun olmasını hatta hiç bitmemesini isterdim. Sonra otobüslerimize binip dağdan aşağıya doğru ilerlerken gün içinde yaşadığım anlara veda ediyordum. Bir yerde verdiğimiz çay ve kahve molasından sonra da İstanbul?da bulduk kendimizi. Evet bir şiirdi Kartepe. Kısacası Kartepe?den dolayı ben bu kışı sevdim.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —