Son yıllarda ekosistemimizi etkileyen büyük çevre felaketlerinin başlıca sebebini Küresel İklim Değişikliği oluşturuyor. Hava kirliliği kaynaklı ölümler artıyor.
Son yıllarda ekosistemimizi etkileyen büyük çevre felaketlerinin başlıca sebebini Küresel İklim Değişikliği oluşturuyor. Hava kirliliği kaynaklı ölümler artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, gezegende her 10 kişiden 9’u kirli hava soluyor. Her 400 bin ölümden 50 bini kirli havanın yarattığı hastalıklar nedeniyle gerçekleşiyor. Gezegenimizi bizlerin içinde büyüdüğü gibi yaşam dolu halde çocuklarımıza bırakmak istiyorsak bugünden adım atmalıyız. Alternatif yakıt sistemleri devi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, Babalar Günü’nde çocuklarına yaşanabilir bir dünya bırakmak isteyen babalara tavsiyelerde bulundu.
İçinde yaşadığımız gezegenimiz çevre felaketleriyle boğuşuyor. Orman yangınları, su dengesinin bozulması, kuraklık, milyonlarca yıldır korunan ekosistemlerin bir anda yok olması, yüzlerce türün neslinin tükenmesi artık gündemimizde olan normal olaylar arasında yer alıyor. Yaşanan çevre felaketlerinin başlıca sebebini ise Küresel İklim Değişikliği oluşturuyor. İnsan eliyle değişen dünya iklimi, her geçen gün salınan daha fazla karbonla ısınıyor ve kirleniyor.
Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, Babalar Günü’ne babalara ve baba adaylarına çağrıda bulunarak, çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmanın ipuçlarını paylaştı.
“KARBON SALIMININ EN ÖNEMLİ KAYNAĞI: ULAŞIM”
“2020 yılı itibariyle dünyada 2 milyar aracın trafikte olduğu tahmin ediliyor” diyen BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Latin Amerika, Çin ve Güneydoğu Asya’da yaşanan ekonomik gelişimler, henüz doygunluğa ulaşmamış bu pazarlarda araç sayısının katlanarak artacağını gösteriyor. Avrupa Birliği’nin karbon emisyonu ve hava kirliliğine yol açan katı parçacık (PM) üretimi için getirdiği standartlar yalnızca Avrupa kıtasında, batı sistemine entegre olmuş ülkelerde kullanılıyor. Pazarın asıl büyüdüğü ve satış rakamlarının giderek arttığı ülkelerdeyse herhangi bir emisyon kısıtlaması yok. Bu da kirletici yakıtların atmosfere her geçen gün daha fazla karbon ve katı parçacık salmasına neden oluyor. Emisyon değerlerinin standartlaştırılamaması ve tüketimin kontrol edilememesi havamızı zehirliyor. İklimi değiştiriyor” dedi.
“ELEKTRİKLİ ARAÇLAR GERÇEKTEN ÇÖZÜM MÜ?”
Alternatif yakıt teknolojilerine yapılan yatırımların her geçen gün arttığını belirten Kadir Örücü, “Sıfır emisyon garanti eden elektrikli araçlar gelecek vadediyor ancak bataryaları halen doğada çözünemeyen, zehirli, yanıcı ve reaktif bir doğaya sahip lityumdan üretiliyor. Ömrünü tamamlayan lityum bataryalar gelişmiş ülkeler tarafından kabul edilmediği için ‘çöp’ olarak gelişmemiş ülkelere satılıyor. Ortalama bir Tesla marka aracın yaklaşık 70 kilo lityum barındırdığını düşünürsek, yeni bir batarya teknolojisi ortaya koyulmadıkça elektrikli araçların çevreye vereceği zararı anlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
“ÇEVRECİ ULAŞIMI LPG SAĞLAYABİLİR”
İçten yanmalı motor teknolojisinin çok uzun süredir kullanıldığını vurgulayan Kadir Örücü, “İçten yanmalı motor teknolojisinden bir günde vazgeçmek uygulamada imkânsız gibi görünüyor. Milyarlarca otomobili bir anda çöpe atmak ya da daha farklı bir yakıt teknolojisiyle donatmak için büyük miktarda kaynağa ihtiyaç duyulacaktır. Öte yandan LPG yarım asırdır kullanılan ve bilinen bir teknolojidir. Dönüşümü ucuzdur. İçten yanmalı motorların büyük bir kısmına uygulanabilir. LPG’nin katı parçacık salımı dizelden 30, benzinden ise 10 kat daha azdır. Karbon ayak izi küçüktür. LPG tüm fosil yakıtlardan daha az karbondioksit açığa çıkarır. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, karbondioksitin (CO2) küresel ısınma potansiyeli (GWP) faktörü, yani sera gazı etkisi 1 iken, doğalgazın ki (metan) 0,25, LPG’ninki 0’dır” şeklinde konuştu.
“Devletler ve devletlerarası kurumlar bu konuda adım atmaya başladı” ifadelerini kullanan Kadir Örücü, “İngiltere ve Japonya 2030 yılında benzinli ve dizel araçların satışını yasaklayan kanun tasarılarını onaylandı. Avrupa Birliği emisyon değerlerini yüzde 60 oranında küçültmeyi hedefliyor. Devletler geleceğimiz için adım atmaya başladı. Peki ya biz? Dünyamızı kurtarmak için doğru adımları atmaya hazır mıyız?” diyerek sözlerini sonlandırdı.